Salgında,  kardeşlik ölmesin

İnsanlık olarak ender karşılaşılan bir salgın hastalıkla imtihan ediliyoruz.  Olmasını birçoğumuzun öngöremediği, hazırlanmadığı ve hayatımızda başımıza ilk defa gelen bir hadiseyi yaşıyoruz. Bununla beraber bugüne kadar ki yaşantımızda hiç yapmadığımız şeyleri n (maske,sosyal mesafe,sokağa çıkma yasağı)  hayatımızın bir parçası haline geldiğini görüyoruz.
     

Bu süreçte bugüne kadar birçoğumuzun aklına Ramazan-ı şerif ayında, tuttuğumuz oruçlarla gelen açlık, aç kalma korkusunu çok daha net şekilde hissediyoruz. Evlere kapandığımız zamanlarda yiyecek v.b. maddeleri yığma, ihtiyaçtan fazlasını evinde bulundurma, hepimizde bir refleks haline geldi.  Salgının ilk zamanlarında aşırı talep ve yığma sebebiyle marketlerde temizlik malzemesi, gıda reyonlarının boşaldığına şahitlik ettik. Düşündüğümüzde günlük hayat içerisinde karşılaşmayı hiç düşünmediğimiz şeyleri bir anda yaşamaya başladık. İmtihan hiç hazırlanmadığımız yerden çıktı.
   

İçinde bulunduğumuz durum, birçok kardeşimizin, komşumuzun işini kaybetmesine, dükkânını kapatmasına sebebiyet verdi. Hayatını devam ettirmek için çalışıp kazanan ve kazandığını evinin ihtiyaçlarında kullanan bu kardeşlerimiz şu anda kıt kanat, sıkıntı içerisinde günlerini geçirmekteler. Sokağa çıkma yasağı olduğu zamanlarda evde olmasına rağmen bulunsun diye fazladan aldığımız birçok şeyi alırken, şuanda evinde olmadığı, ihtiyacı olduğu halde evine alamayan çoluk çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamayan kardeşlerimizi de düşünelim. 
 

 Etrafımızda işten çıkarılan ve dükkânını kapatmak zorunda kalan ihtiyaç sahibi olduğunu gördüğünüz kardeşlerimize el uzatalım. Bizden istenmesini beklemeyelim. Kur’an-ı Kerim’de yüce Rabbimiz yardımda bulunurken dikkat etmemiz gereken bir ölçüyü Bakara suresi 273. Ayette “Yoksulluklarını gizli tuttukları için bilmeyen onları zengin sanır. Kendilerini simalarından tanırsın. Onlar insanlara asla el açmazlar. Hayır için yaptığınız her harcamayı Allah hakkıyla bilmektedir.”  Buyurarak, ihtiyac sahiplerini görüp gözetmeyi bizlere bildirmektedir. Düzeni bozulan, işini kaybeden, dükkanını açamayan, aile büyükleri vefat eden  insanlar bu güne kadar hayatlarında ilk defa böyle bir hadise ile karşılaştılar. El açmazlar, istemezler, dilenmezler. Ancak bizler hissederiz,  anlarız. Komşumuzu görürüz. Bugünler geçtiğinde hatırda kalan bu kardeşlik duyguları, zor zamanda sofraya ekmek konulması, ihtiyacın giderilmesi olacaktır. Hem dünyada hem ahirette yapılan iyilikler karşılıksız kalmayacaktır.   
 

Peygamber efendimiz (sav)  (En üstün sadaka, sağlıklı, mala arzusu çok olup, zenginliği umup, fakirlikten korkarken verilen sadakadır.) buyurarak sanki içinde bulunduğumuz zamanı bizlere tarif etmektedir. Salgında,  hepimiz elimizdeki nimetlerin artmasını istiyoruz. Yokluk ve ulaşamama korkusuyla,  ihtiyaçlarımızı tabir caizse stokluyoruz. Böyle bir anda ihtiyaç sahibi kardeşini düşünerek onun ihtiyacını gidermek Allah (c.c.) katında en değerli sadaka olacaktır. Her şey normale döndüğünde hiç unutulmayacak amel defterlerimizde kayıt altında olacak olan bu zor günlerde ihtiyacını gördüğümüz, gözettiğimiz, evinin kirasını,  elektriğini, doğalgazını ödemesine yardımcı olduğumuz.

Sofrasında yemek olmasına katkı sağladığımız. Salih amellerimiz olacaktır. Bizleri birbirine kardeş kılarak “Müminler, ancak kardeştirler.” Buyuran Yüce Rabbimiz; Kardeşin birbirini gözettiği gibi bütün inananların birbirlerini koruyup, kollaması ve ihtiyacını gidermesini istemektedir.  Bu günler kardeşliğimizin gerçek olduğunu gösterme günleridir. Kendimizi düşündüğümüz kadar kardeşimizi de düşünme günleridir. Gelin şu salgında kardeşliğimizi birbirimize gösterelim…