Rahmet

Yufka yürekli, şefkatli büyüklerimiz,  yağmur ve kar yağarken “rahmet yağıyor” derler. Bunu engin tecrübe, bilgi ve nezaketleri ile ifade ettikleri muhakkak.

Küresel ısınma ve insan eliyle tabiatın örselenmesi, rahmetin azlığı ve kuraklık tehlikesi ile bizleri karşı karşıya getirdi. Televizyon ve gazeteler öncelikli haber olarak bu konuyu gündeme getirdi. Kapıdaki tehlikeyi gördükçe endişelerimiz, korkularımız arttı. Neler yapabilirizin yol ve yöntemlerini araştırmaya başladık. Kampanyalar başlattık. İsrafın önüne geçme ve tasarrufa dikkat, öncelikli reçete olarak görülüyor. Yokluk, kıtlık ve kuraklık görmemiş bizlere bunu anlatmak hiç de kolay olmuyor. 

Gündemimiz böyle iken, yolunu gözlediğimiz yağmur ve kar rahmetleri geliverdi. Başta çocuklar olmak üzere hepimiz sevindik, mutlu olduk. Ümitlerimiz yeşerdi.

“Rabbim seni bırakmadı ve sana darılmadı.” (Duha/3) ayeti ne kadar anlamlıdır.

Merhamet ve şefkat anlamlarında kullanılan rahmet; birçok ilahi hitaba ve Peygamberimizin sözlerine de konu olmuştur. O’nun (sav) rahmet peygamberi olarak gönderildiğini bilmeyenimiz yoktur. 

Toplumumuzda yaşayan fertlerin herbiri eşit imkanlara sahip olmuyor. Az olan, eksik olan, varken yok olanlar hepimizin önemli bir sınavda olduğumuzun göstergesi. Bu sınavda dersini iyi çalışanlar kazanacak. Bir gerçek var ki; yaşadığımız güzellikler yeryüzüne indirilen rahmetin sadece yüzde biri. Doksan dokuz rahmeti en güçlü inancımız olan ahirette göreceğiz. Yaşarken yaptığımız iyilikler ve sevgimiz büyük ödülü almamıza vesile olacak. 

Tabiata, tüm canlılara, havaya, suya merhamet ile davranmak, rahmet ile karşılanmamızı sağlayacak. Maddi-manevi temizliğe dikkat, kötülüklerden uzak durup iyilikler peşinde koşmak, sabırlı, tutumlu, adaletli olmak yeni rahmetlere kavuşmamızı sağlayacak. 

Şimdi rahmete merhametle teşekkür vaktidir. Rahmet istiyorsak, merhametli ve şefkatli olmalıyız. 

Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.